Ehl-i sünnet sünni mi ?

Mert

New member
Ehl-i Sünnet Sünni mi? Bir Köy Kahvesinden Yükselen Hikâye

Selam dostlar,

Bugün size sadece bir bilgi paylaşmak değil, kalbimde iz bırakmış bir hikâyeyi aktarmak istiyorum. Hani bazen bir mesele vardır, herkes bir şekilde konuşur ama kimse tam olarak nereden başlayacağını bilemez… İşte “Ehl-i Sünnet Sünni mi?” sorusu da benim için öyleydi. Bu sorunun cevabını kitaplarda aradım, sohbetlerde dinledim, ama asıl cevabı bir kış akşamı, köy kahvesinde dinlediğim bir hikâyede buldum.

---

Köy Kahvesindeki Sohbet

O gün kar, köyün üzerine sessizce düşüyordu. Kahvede eski bir soba gıcırdıyor, çayın buharı soğuk havada tül gibi kıvrılıyordu. Masada iki kişi dikkatimi çekti:

- Ali: Köyün genç ama çözüm odaklı imamı. Sorulara stratejik yaklaşır, hep net ve sistemli cevaplar vermeye çalışırdı.

- Elif: Köy okulunun öğretmeni. Anlatırken gözleri dolar, meseleleri hep insanların hisleri ve ilişkileri üzerinden yorumlardı.

Bir köylü, sobanın yanına yaklaşarak “Ali Hoca, şu Ehl-i Sünnet tam olarak ne demek? Bizim Sünnilikle farkı var mı?” diye sordu.

---

Ali’nin Stratejik Cevabı

Ali hoca önce yavaşça gülümsedi. Çayından bir yudum alıp masaya doğru eğildi.

“Bak kardeşim,” dedi, “Ehl-i Sünnet kelime olarak ‘Peygamberimizin sünnetine uyan, ashabının yolundan giden topluluk’ demektir. Bugün halk arasında ‘Sünni’ dediğimiz kişiler aslında Ehl-i Sünnet akidesine sahip olan Müslümanlardır. Farklı coğrafyalarda farklı mezhep isimleri olabilir ama esasen, inanç olarak Sünnilik dediğimiz şey Ehl-i Sünnetin kendisidir.”

Ali hocanın sesi kararlıydı, cümleleri netti. Her şeyi sanki bir şema çizer gibi açıklıyordu. Ama yüzünde fark edilen hafif bir tebessüm, konunun sadece bilgiyle sınırlı olmadığını da gösteriyordu.

---

Elif’in Empatik Yaklaşımı

Ali hoca bitirince, Elif söze girdi:

“Ben sana başka bir yerden anlatayım,” dedi. “Bir nehir düşün. Bu nehrin kaynağı Peygamberimiz’in öğretileri ve ashabının yaşayışı. Bu suyun en temiz hali, kaynaktan çıktığı andaki halidir. Ehl-i Sünnet, işte o temiz suyu bozmadan içen, başkalarına da ulaştıran topluluk demektir. Sünnilik ise o nehrin bir adı, yolculuğunun bir tanımı… Yani biri suyun özünü, diğeri suyun aktığı yolu anlatır. İkisi de aynı yere bakar, aynı niyeti taşır.”

Elif’in sözleri masadaki herkesi biraz susturdu. Çünkü o sadece tanım yapmamış, meselenin gönüle dokunan tarafını da ortaya koymuştu.

---

Köyün Delikanlısının Sorusu

Kahvede oturan gençlerden biri, Mehmet, hafif çekingen bir şekilde söze girdi:

“Peki hocam, neden bazen sanki ayrı şeylermiş gibi konuşuluyor? Televizyonda, internette farklı yorumlar duyuyoruz.”

Ali hoca yine net bir tonda cevap verdi:

“Bu, biraz da insanların kelimeleri bağlamından koparmasından kaynaklanıyor. Ehl-i Sünnet tarihi bir terim, Sünnilik ise günümüzde daha yaygın kullanılan bir isim. İkisi arasında ayrım yapmaya çalışmak bazen gereksiz çatışmalara yol açar.”

Elif ise aynı soruya farklı bir yerden yaklaştı:

“İnsanlar bazen farklı isimlere takılırlar çünkü aidiyet hislerini bir etiketle ifade etmek isterler. Oysa kalpteki niyet, ameldeki sadakat her şeyden önemlidir. İsimler bazen bizi ayırır gibi görünse de, aslında aynı kökten besleniyoruz.”

---

Hikâyenin Dönüm Noktası

O sırada sobaya bir odun atıldı, çıtırtılar arasında kahve daha da sessizleşti. Yaşlı bir amca, bastonuna dayanarak söze girdi:

“Evlatlarım, ben gençken de bu mesele konuşulurdu. Bizim hocamız derdi ki; ‘Ehl-i Sünnet, Peygamberin yoluna uyanlar demektir. Sünnilik de onun bugünkü adı. Fark arayan, ya bilgisizdir ya da fitne arıyordur.’ O günden beri ben kimseye bu soruyu sormadım. Çünkü cevabı kalbimde taşıdım.”

O an, kahvede herkesin bakışları yumuşadı. Belki de mesele, sözcüklerin ötesindeydi.

---

Toplumsal Yansımalar

Bu hikâyeden bana kalan şu oldu:

- Erkekler (Ali gibi) çoğu zaman stratejik, net ve bilgi odaklı yaklaşır; karmaşayı ortadan kaldıracak tanımlar yapar.

- Kadınlar (Elif gibi) ise aynı meseleye duygusal bağlar, empati ve hikâye ile yaklaşarak farklı bir kapı açar.

Bu iki bakış bir araya geldiğinde, hem aklı hem kalbi tatmin eden bir bütünlük oluşuyor.

---

Söz Sizde: Hikâyenizi Paylaşın

Benim dinlediğim bu kahve hikâyesi bana, “Ehl-i Sünnet” ile “Sünnilik” arasındaki ilişkinin hem tarihi hem manevi yönünü gösterdi. Siz de belki aile büyüklerinizden, bir sohbet meclisinden veya kendi araştırmalarınızdan farklı şeyler duymuşsunuzdur.

- Siz bu iki kavramı nasıl yorumluyorsunuz?

- Kendi yaşadığınız yerde bu konuda yaygın bir anlayış var mı?

- Sizce meseleye bilgi mi, yoksa gönül penceresinden mi bakmak daha etkili olur?

Hadi, bu başlık altında kendi hikâyelerinizi, anılarınızı ve düşüncelerinizi paylaşın. Belki de hepimiz, farklı gözlerden bakarak aynı hakikati daha derinden hissederiz.