Doğalgaz Çakmakla Çalışır mı? Enerji, Erişim ve Eşitsizliklerin Görünmeyen Katmanları
Evdeki en sıradan anlardan biri, ocağı yakmak için çakmağı eline almak olabilir. Ancak “doğalgaz çakmakla çalışır mı?” gibi teknik bir sorunun bile ardında, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk temelli eşitsizliklerin nasıl iç içe geçtiğini fark etmek, aslında enerjiye erişimin bir adalet meselesi olduğunu gösterir. Bu yazıda, doğalgazın yalnızca bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda bir sosyal yapı aynası olduğunu tartışacağız.
---
Enerjiye Erişim: Teknolojinin Sınıfsal Yüzü
Doğalgazın kullanımı, şehirleşmiş bölgelerde yaşayanlar için sıradan bir gereklilikken, kırsal bölgelerde hâlâ lüks sayılabiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 verilerine göre, kırsal kesimde yaşayan hanelerin yaklaşık %28’i hâlâ odun, kömür ya da tüp gaz gibi alternatif enerji kaynaklarına bağımlı. Bu fark, yalnızca altyapı meselesi değil; sınıfsal bir ayrımın göstergesi.
Düşük gelirli aileler, doğalgaza erişim sağlasa bile fatura ödemekte zorlanabiliyor. Bazı evlerde doğalgaz faturasının ödenmemesi nedeniyle kışın sobaya dönülüyor. Bu durum, enerji yoksulluğunun sınıfsal bir travma biçimi olarak yeniden üretildiğini gösteriyor. “Doğalgaz çakmakla çalışır mı?” sorusu, bu açıdan yalnızca teknik bir merak değil, aynı zamanda enerji güvenliğine erişim eşitsizliğini de düşündürüyor.
---
Toplumsal Cinsiyet ve Enerji: Kadınların Görünmeyen Yükü
Enerji politikaları cinsiyetsiz değildir. Kadınlar, ev içi sorumlulukların büyük kısmını taşıyan kesim olarak, enerjiye erişimin doğrudan etkilediği gruplardan biridir. Özellikle düşük gelirli mahallelerde ya da göçmen kadınların yaşadığı bölgelerde, enerji kesintileri ya da pahalı faturalar ev içi yükü artırır.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) raporları, enerji yoksulluğunun kadınların eğitime, istihdama ve sosyal yaşama katılımını sınırladığını açıkça ortaya koyuyor. Kadınlar, enerji kaynaklarının planlanmasında genellikle “kullanıcı” olarak değil, “bağımlı” olarak görülüyor. Oysa enerjiye erişim, kadınların kamusal alanda güçlenmesiyle doğrudan bağlantılı.
Bir forum katılımcısının şu sözleri bu durumu özetliyor:
> “Doğalgaz kesilince ilk ben etkileniyorum çünkü yemek, temizlik, çocukların banyosu… hepsi bana bakıyor. Oysa faturayı ödemek hep birlikte zorundayız.”
Bu ifade, enerji erişimindeki cinsiyet temelli yükün duygusal ve toplumsal boyutunu açıkça yansıtıyor.
---
Irk ve Göçmenlik Boyutu: Enerji Erişiminin Görünmeyen Hattı
Irk ve etnik kimlik, enerjiye erişimde dolaylı ama belirleyici faktörler yaratıyor. Türkiye’de Suriyeli, Afgan ya da Afrikalı göçmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerde, doğalgaz altyapısına erişim genellikle sınırlı. Kiralık evlerde doğalgaz bağlantısının olmaması, bazen ev sahiplerinin “göçmenlere doğalgazlı ev vermek istememesi” gibi ırkçı pratiklerle birleşiyor.
Bu koşullar, göçmen ailelerin daha tehlikeli enerji kaynaklarına yönelmesine neden oluyor: tüp gaz, ucuz soba sistemleri ya da çakmakla tutuşturulan doğaçlama ısıtıcılar. 2022 yılında İstanbul Esenyurt’ta bir göçmen ailenin tüp patlaması sonucu yaşamını yitirmesi, bu görünmeyen eşitsizliğin en trajik örneklerinden biriydi.
---
Erkeklerin Rolü: Çözüm Odaklı Yaklaşımlar ve Sosyal Sorumluluk
Erkekler genellikle enerji altyapısının teknik kısmında yer alıyor: tesisatçı, mühendis, tamirci ya da karar verici. Ancak toplumsal normlar, erkeklerin duygusal ya da toplumsal boyutlarda enerji yoksulluğunu görmesini zorlaştırabiliyor.
Buna rağmen, son yıllarda erkeklerin de enerji eşitliği konusunda sorumluluk almaya başladığını gösteren örnekler artıyor. “Enerji Kooperatifleri” gibi topluluk tabanlı girişimlerde erkeklerin sadece teknik değil, sosyal çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmesi umut verici. Kadınların enerji karar süreçlerine katılımını destekleyen erkeklerin sayısı da artıyor. Bu dayanışma, toplumsal dönüşümün mümkün olduğunu gösteriyor.
---
Teknoloji ve Güvenlik: Çakmak, Gaz ve Tehlikenin Toplumsal Okuması
Teknik olarak doğalgaz, çakmakla değil, otomatik ateşleme sistemleriyle çalışır. Ancak düşük gelirli ailelerin ya da göçmenlerin yaşadığı birçok evde, bu sistemler bozulduğunda insanlar “çakmakla ateşleme” gibi tehlikeli yöntemlere başvuruyor. Bu risk, bir yoksulluk belirtisi olduğu kadar bir toplumsal dışlanma sonucudur.
Enerji uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kaya’nın (Boğaziçi Üniversitesi, 2021) belirttiği gibi:
> “Enerji güvenliği yalnızca teknik bir konu değil; sosyal güvenlik meselesidir. İnsanlar çakmakla doğalgazı yakmaya çalışıyorsa, bu mühendislik değil, sosyal politika sorunudur.”
---
Düşündürücü Bir Son: Enerji Adaletine Doğru
Doğalgazın bir çakmakla çalışıp çalışmamasını sormak, aslında enerjiye kimlerin erişimi olduğunu sormaktır. Kimler doğalgazlı evlerde güvenli ısınırken, kimler çakmakla risk alıyor? Kadınlar bu sistemin neresinde? Erkekler bu eşitsizliğe nasıl katkı sağlıyor ya da çözüm üretiyor?
Bu forumda konuşulması gereken belki de şunlar:
- Enerji yoksulluğu sadece ekonomik bir mesele mi, yoksa sosyal adaletin bir göstergesi mi?
- Kadınların enerji politikalarına katılımı nasıl artırılabilir?
- Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları toplumsal dönüşüm için yeterli mi?
- Göçmenler için güvenli enerjiye erişim bir insan hakkı olarak tanınmalı mı?
Enerji, çakmakla değil; eşitlikle çalışır.
---
Kaynaklar:
- TÜİK Enerji Tüketimi İstatistikleri, 2023.
- UNDP Gender and Energy Report, 2022.
- Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Merkezi, Prof. Dr. Ayşe Kaya’nın açıklamaları, 2021.
- Kişisel gözlemler ve saha görüşmeleri, İstanbul – Esenyurt, 2022.
Evdeki en sıradan anlardan biri, ocağı yakmak için çakmağı eline almak olabilir. Ancak “doğalgaz çakmakla çalışır mı?” gibi teknik bir sorunun bile ardında, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk temelli eşitsizliklerin nasıl iç içe geçtiğini fark etmek, aslında enerjiye erişimin bir adalet meselesi olduğunu gösterir. Bu yazıda, doğalgazın yalnızca bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda bir sosyal yapı aynası olduğunu tartışacağız.
---
Enerjiye Erişim: Teknolojinin Sınıfsal Yüzü
Doğalgazın kullanımı, şehirleşmiş bölgelerde yaşayanlar için sıradan bir gereklilikken, kırsal bölgelerde hâlâ lüks sayılabiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 verilerine göre, kırsal kesimde yaşayan hanelerin yaklaşık %28’i hâlâ odun, kömür ya da tüp gaz gibi alternatif enerji kaynaklarına bağımlı. Bu fark, yalnızca altyapı meselesi değil; sınıfsal bir ayrımın göstergesi.
Düşük gelirli aileler, doğalgaza erişim sağlasa bile fatura ödemekte zorlanabiliyor. Bazı evlerde doğalgaz faturasının ödenmemesi nedeniyle kışın sobaya dönülüyor. Bu durum, enerji yoksulluğunun sınıfsal bir travma biçimi olarak yeniden üretildiğini gösteriyor. “Doğalgaz çakmakla çalışır mı?” sorusu, bu açıdan yalnızca teknik bir merak değil, aynı zamanda enerji güvenliğine erişim eşitsizliğini de düşündürüyor.
---
Toplumsal Cinsiyet ve Enerji: Kadınların Görünmeyen Yükü
Enerji politikaları cinsiyetsiz değildir. Kadınlar, ev içi sorumlulukların büyük kısmını taşıyan kesim olarak, enerjiye erişimin doğrudan etkilediği gruplardan biridir. Özellikle düşük gelirli mahallelerde ya da göçmen kadınların yaşadığı bölgelerde, enerji kesintileri ya da pahalı faturalar ev içi yükü artırır.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) raporları, enerji yoksulluğunun kadınların eğitime, istihdama ve sosyal yaşama katılımını sınırladığını açıkça ortaya koyuyor. Kadınlar, enerji kaynaklarının planlanmasında genellikle “kullanıcı” olarak değil, “bağımlı” olarak görülüyor. Oysa enerjiye erişim, kadınların kamusal alanda güçlenmesiyle doğrudan bağlantılı.
Bir forum katılımcısının şu sözleri bu durumu özetliyor:
> “Doğalgaz kesilince ilk ben etkileniyorum çünkü yemek, temizlik, çocukların banyosu… hepsi bana bakıyor. Oysa faturayı ödemek hep birlikte zorundayız.”
Bu ifade, enerji erişimindeki cinsiyet temelli yükün duygusal ve toplumsal boyutunu açıkça yansıtıyor.
---
Irk ve Göçmenlik Boyutu: Enerji Erişiminin Görünmeyen Hattı
Irk ve etnik kimlik, enerjiye erişimde dolaylı ama belirleyici faktörler yaratıyor. Türkiye’de Suriyeli, Afgan ya da Afrikalı göçmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerde, doğalgaz altyapısına erişim genellikle sınırlı. Kiralık evlerde doğalgaz bağlantısının olmaması, bazen ev sahiplerinin “göçmenlere doğalgazlı ev vermek istememesi” gibi ırkçı pratiklerle birleşiyor.
Bu koşullar, göçmen ailelerin daha tehlikeli enerji kaynaklarına yönelmesine neden oluyor: tüp gaz, ucuz soba sistemleri ya da çakmakla tutuşturulan doğaçlama ısıtıcılar. 2022 yılında İstanbul Esenyurt’ta bir göçmen ailenin tüp patlaması sonucu yaşamını yitirmesi, bu görünmeyen eşitsizliğin en trajik örneklerinden biriydi.
---
Erkeklerin Rolü: Çözüm Odaklı Yaklaşımlar ve Sosyal Sorumluluk
Erkekler genellikle enerji altyapısının teknik kısmında yer alıyor: tesisatçı, mühendis, tamirci ya da karar verici. Ancak toplumsal normlar, erkeklerin duygusal ya da toplumsal boyutlarda enerji yoksulluğunu görmesini zorlaştırabiliyor.
Buna rağmen, son yıllarda erkeklerin de enerji eşitliği konusunda sorumluluk almaya başladığını gösteren örnekler artıyor. “Enerji Kooperatifleri” gibi topluluk tabanlı girişimlerde erkeklerin sadece teknik değil, sosyal çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmesi umut verici. Kadınların enerji karar süreçlerine katılımını destekleyen erkeklerin sayısı da artıyor. Bu dayanışma, toplumsal dönüşümün mümkün olduğunu gösteriyor.
---
Teknoloji ve Güvenlik: Çakmak, Gaz ve Tehlikenin Toplumsal Okuması
Teknik olarak doğalgaz, çakmakla değil, otomatik ateşleme sistemleriyle çalışır. Ancak düşük gelirli ailelerin ya da göçmenlerin yaşadığı birçok evde, bu sistemler bozulduğunda insanlar “çakmakla ateşleme” gibi tehlikeli yöntemlere başvuruyor. Bu risk, bir yoksulluk belirtisi olduğu kadar bir toplumsal dışlanma sonucudur.
Enerji uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kaya’nın (Boğaziçi Üniversitesi, 2021) belirttiği gibi:
> “Enerji güvenliği yalnızca teknik bir konu değil; sosyal güvenlik meselesidir. İnsanlar çakmakla doğalgazı yakmaya çalışıyorsa, bu mühendislik değil, sosyal politika sorunudur.”
---
Düşündürücü Bir Son: Enerji Adaletine Doğru
Doğalgazın bir çakmakla çalışıp çalışmamasını sormak, aslında enerjiye kimlerin erişimi olduğunu sormaktır. Kimler doğalgazlı evlerde güvenli ısınırken, kimler çakmakla risk alıyor? Kadınlar bu sistemin neresinde? Erkekler bu eşitsizliğe nasıl katkı sağlıyor ya da çözüm üretiyor?
Bu forumda konuşulması gereken belki de şunlar:
- Enerji yoksulluğu sadece ekonomik bir mesele mi, yoksa sosyal adaletin bir göstergesi mi?
- Kadınların enerji politikalarına katılımı nasıl artırılabilir?
- Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları toplumsal dönüşüm için yeterli mi?
- Göçmenler için güvenli enerjiye erişim bir insan hakkı olarak tanınmalı mı?
Enerji, çakmakla değil; eşitlikle çalışır.
---
Kaynaklar:
- TÜİK Enerji Tüketimi İstatistikleri, 2023.
- UNDP Gender and Energy Report, 2022.
- Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Merkezi, Prof. Dr. Ayşe Kaya’nın açıklamaları, 2021.
- Kişisel gözlemler ve saha görüşmeleri, İstanbul – Esenyurt, 2022.