1929 Yılında Yaşanan Dünya Ekonomik Buhranının Etkilediği Şartlar Sonucunda Uygulamaya Konulan Ilke Nedir ?

Elifnur

Global Mod
Global Mod
1929 Dünya Ekonomik Buhranı ve Uygulamaya Konulan İlke: Keynesyen Ekonomi

1929 yılında yaşanan dünya ekonomik buhranı, tarihin en büyük ekonomik krizlerinden biri olarak bilinir. Bu kriz, ABD'deki hisse senedi piyasasının çökmesiyle başladı ve kısa sürede küresel bir ekonomik çöküşe yol açtı. Büyük ekonomik zararlarla birlikte, krizin etkileriyle başa çıkabilmek için çeşitli ekonomik politikalar ve teoriler geliştirildi. Bu süreçte, John Maynard Keynes'in önerdiği ekonomik politikalar, kriz sonrası dönemde uygulanmaya başlanan önemli bir ilkeyi oluşturdu: Keynesyen ekonomi.

Keynesyen Ekonomi: Temel İlkeler

Keynesyen ekonomi, İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'in 1936 yılında yayımladığı "Genel Teori" adlı eseriyle popüler hale geldi. Keynes, bu eserde ekonomik durgunlukları ve işsizliği ele aldı ve geleneksel ekonomi teorilerine karşı çıkarak devletin ekonomik aktivitelere müdahalesini savundu. Keynes'e göre, serbest piyasa ekonomisi kendi başına dengeye ulaşamaz ve devlet müdahalesi gerekebilir.

Keynesyen ekonominin temel ilkeleri arasında, devletin ekonomik aktivitelere müdahalesi, kamu harcamalarının ve vergilerin ayarlanması, para politikalarının uygulanması gibi unsurlar bulunur. Bu ilkelerin amacı, ekonomik durgunlukları engellemek veya en aza indirmek ve işsizlik gibi sorunlarla mücadele etmektir.

Keynesyen Ekonomi ve Büyük Buhran Sonrası Dönem

1929 Dünya Ekonomik Buhranı'nın ardından, birçok ülke Keynesyen ekonomi ilkelerini benimsemeye başladı. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, birçok ülke Keynesyen politikalara yönelerek ekonomilerini canlandırmaya çalıştılar. Devletin aktif rol alması, kamu harcamalarının artırılması ve istihdam yaratıcı politikalar uygulanması gibi önlemler alındı.

ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'in "New Deal" politikaları, Keynesyen ekonominin uygulanmasında önemli bir dönemeç olarak kabul edilir. Bu politikalar, kamu çalışmaları ve iş programlarını içeriyor ve ekonomiyi canlandırmak amacıyla büyük çapta kamu harcamalarını içeriyordu. Bunun yanı sıra, Federal Rezerv'in para politikaları da ekonomik canlanmayı desteklemek için ayarlandı.

Keynesyen Ekonomi ve Modern Uygulamalar

Keynesyen ekonomi ilkeleri, günümüzde de birçok ülke tarafından uygulanmaktadır. Özellikle ekonomik krizler veya durgunluklarla karşılaşıldığında, devletler genellikle Keynesyen politikaları benimsemekte ve ekonomiyi canlandırmak için kamu harcamalarını artırmakta, vergileri düşürmektedir.

Ancak, Keynesyen ekonomiye yönelik eleştiriler de bulunmaktadır. Bazıları, devletin ekonomik aktivitelere müdahalesinin pazar mekanizmasını bozabileceğini ve uzun vadede ekonomik büyümeyi engelleyebileceğini savunur. Ayrıca, bazıları da Keynesyen politikaların enflasyon ve kamu borçlarının artmasına neden olabileceğini öne sürer.

Sonuç

1929 Dünya Ekonomik Buhranı, modern ekonomik düşüncenin önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde yaşanan ekonomik çöküş, yeni ekonomik teorilerin geliştirilmesine ve uygulanmasına yol açmıştır. John Maynard Keynes'in önerdiği Keynesyen ekonomi ilkeleri, bu dönemdeki ekonomik krizlerle başa çıkabilmek için birçok ülke tarafından benimsenmiş ve uygulanmıştır. Günümüzde bile, Keynesyen ekonomi ilkeleri, ekonomik politikaların belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, bu politikaların etkinliği ve uzun vadeli sonuçları konusundaki tartışmalar devam etmektedir.